Sosyal Medya

Dünya

Müşterileri Korkutan Fazla Fonksiyonellik

yazar

Yayınlayan

on

Pazarlama uzmanları, ürünlere “özellik sarmalı” adını verdikleri, aşırı sayıda özellik ekleyerek ürünlerin satın alınmasını engelleyebileceği uyarısında bulunuyorlar. Texas Üniversitesi’ndeki McCombs İşletme Okulu’ndan Wayne Hoyer, bu durumun tüketicileri kafa karışıklığına sürükleyebileceğine dikkat çekiyor. Hoyer, günlük kullanılan ürünlerde bulunan birçok teknik özelliğin kullanışlı ve kolay erişilebilir olduğunu belirtiyor ancak çok fazla özelliğin potansiyel alıcıları kaçırabileceğini vurguluyor.

Hoyer ve meslektaşları, Erlangen-Nürnberg Üniversitesi’nden Andreas Fürst ve FAU İşletme Enstitüsü’nden Nina Pecornik ile birlikte, ürün karmaşıklığını incelemek için geleneksel yaklaşımlardan farklı bir yol izlediler. Sadece özellik sayısını değil, aynı zamanda bu özellikler arasındaki ilişkileri de incelediler.

1.300 katılımcı üzerinde gerçekleştirilen dört ayrı deneyde, Akıllı Ev Sistemleri ve Akıllı Telefonlar gibi farklı ürün türlerinin değerlendirilmesi istendi. Katılımcılar, ürünlerin güçlü ve kullanıcı dostu olup olmadığını belirlemek için bir ölçekte puan verdiler. Araştırma sonuçları, ürünlerdeki özellik sayısının artmasıyla, tüketicilerin ürünlerin daha güçlü ama daha az kullanıcı dostu olduğunu düşündüklerini gösterdi.

Sonuç olarak, ürünlerdeki özellik çeşitliliği arttıkça, tüketicilerin ürünlerin performansı hakkındaki beklentilerinin değiştiği ve ürünlerin satın alınma olasılığının azaldığı görülüyor. Bu nedenle, pazarlamacılar ve üreticiler, ürünlerin fonksiyonel çeşitliliğini dikkatlice dengelemeli ve kullanıcıların gereksinimlerine uygun ürünler sunmalıdır.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

ABD GÜMRÜK VERGİLERİNİN İSVİÇRE’YE ETKİSİ NE OLACAK?

yazar

Yayınlayan

on

By

ETH Zürih Ekonomik Araştırmalar Merkezi Eş Başkanı Hans Gersbach’a göre, ABD’nin yeni gümrük vergileri İsviçre için şimdilik endişe verici bir durum yaratmıyor.

Şu an için vergilerin doğrudan İsviçre’yi hedef almadığını belirten Gersbach, bu durumun kısa vadede İsviçre ihracatına fırsatlar bile sunabileceğini ifade etti. Diğer ülkelerin daha yüksek maliyetlerle karşılaşması, İsviçreli üreticilere avantaj sağlayabilir.

Ancak Gersbach’a göre, eğer ticaret savaşı uzar ve kriz derinleşirse, küresel tedarik zincirlerinde büyük aksaklıklar yaşanabilir. Bu da dolaylı olarak İsviçre’nin ihracatını olumsuz etkileyebilir.

Haberin Devamını Oku

Dünya

ÇİN, İSVİÇRE’DEKİ UYGURLARI TAKİP EDİYOR VE TEHDİT EDİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Winterthur’da yaşayan bir Uygur, anonim tehditlere maruz kalıyor. Çin’in, burada yaşayan Tibetliler ve Uygurları izlediği iddia ediliyor. Ancak İsviçre hükümeti, bu konuda hazırlanan raporu yayınlama konusunda tereddüt gösteriyor.

Özeti:

  • Çin, yıllardır Uygurları sistematik olarak izliyor ve insan haklarını ihlal ediyor.
  • İsviçre’deki Uygurlar da, Çin’in gözetiminden korunamıyor.
  • Hükümet, bu konuda hazırlanan raporun yayınlanmasını erteliyor.

2016’da Çin’den kaçan ve Winterthur’da ailesiyle birlikte yaşayan Habibulla Izchi, 2019 ve 2024 yıllarında anonim telefonlarla tehdit edildi. “Neredesin, ne yapıyorsun biliyoruz” şeklindeki tehditler alan Izchi, tehditlerin kaynağının aynı kişi olabileceğinden şüpheleniyor. İkinci tehdit telefonunda, “Çin’de kardeşlerin var mı?” sorusu soruldu.

Izchi’nin ailesi, Çin’deki baskılar nedeniyle büyük acılar yaşadı. Kız kardeşi ve eşi yıllardır toplama kamplarında tutuluyor, bir erkek kardeşi ise kaybolmuş durumda.

Izchi, İsviçre’de kendisini genellikle güvende hissetse de, sık sık gözetlendiğini belirtiyor. Zaman zaman Zürich sokaklarında takip edildiğini, günümüzde ise tehditlerin çoğunlukla çevrim içi olarak geldiğini vurguluyor. Birleşmiş Milletler etkinliklerinde, Cenevre’de açıkça fotoğraflandığı bile oldu.

Çin’in Zorbalığı Sırrını Kaybetti

Çin’in, İsviçre’deki azınlıkları ve muhalifleri tehdit etmesi uzun zamandır bilinen bir durum. İsviçre Federal İstihbarat Servisi, yıllardır bu konuda uyarılarda bulunuyor.

Ancak şimdi, bu meseleye dair kapsamlı bir rapor hazırlandı, fakat hükümetin raporu yayımlaması gecikiyor. Bunun nedeni, rapordaki bulguların çok hassas olması. Rapor, Çin’in İsviçre’deki Tibetlileri ve Uygurları nasıl izlediğini gözler önüne seriyor.

Hükümetin Tepkisi

İsviçre hükümeti, Çin’i kızdırmamak adına temkinli davranıyor. Dışişleri Bakanı Ignazio Cassis’in bakanlığı, bu konuda dikkatli olunması gerektiğini savunuyor. Çünkü şu anda, Çin ile serbest ticaret anlaşması güncelleniyor.

2018 Yılında Başlatılan Kampanya

Rapora dair süreç, 2018 yılına dayanıyor. Bu tarihte, Tibetlilerin İsviçre’de daha iyi korunması için bir dilekçe verildi. Daha sonra, araştırma Uygurları da kapsayacak şekilde genişletildi. Basel Üniversitesi’nden Ralph Weber, bu araştırmayı yürütmek üzere görevlendirildi.

Weber’in bulguları, Bern’de kaygı yaratmış durumda. Kaynağa göre, raporda bazı değişiklikler yapılması talep edildi.

Raportun Yayınlanması Bekleniyor

Birçok ulusal milletvekili, raporun ne zaman yayımlanacağı konusunda sabırsızlanıyor. Başlangıçta 2024’te yayımlanması beklenen rapor, şimdi Şubat 2025’e ertelendi.

Federal Hükümet, şu ana kadar sessizliğini koruyor.

Çin uzmanı Selina Morell, “Çin ile yapılan serbest ticaret anlaşması, insan hakları ihlallerinin göz ardı edilmesine yol açmamalıdır,” diyerek İsviçre’nin bu konuda net bir tutum sergilemesi gerektiğini belirtiyor.

Izchi’nin durumu, tehdidin ne kadar ciddi olduğunu gözler önüne seriyor. Ancak, kendisi hala herhangi bir suç duyurusunda bulunmamış. “Araştırmaya bilgi verdim,” diyor. Artık, söz İsviçre hükümetine düşüyor; gerçeğin açığa çıkması için adımlar atılmalı.

YASAL UYARI: Bu haberin tüm yayın hakları www.isvicreninsesi.ch sitesine aittir. İçerikler, izinsiz olarak kopyalanamaz, paylaşılmaz ve sosyal medya platformlarında içerik üretimi amacıyla kullanılamaz. İsviçre dışındaki paylaşımlarda, haberin linki kaynak gösterilerek kullanılabilir. Sosyal medya platformlarında, sayfamız @isvicreninsesi etiketlenmeden paylaşım yapılması yasaktır.

Haberin Devamını Oku

Dünya

TALİBAN, CENEVRE MERKEZLİ VAKFA AİT LÜKS OTELİ ELE GEÇİRDİ

yazar

Yayınlayan

on

By

📍 Kabil, Afganistan

Taliban yönetimi, Afganistan’ın başkenti Kabil’de bulunan ve ülkenin en prestijli otellerinden biri olarak kabul edilen Serena Hotel’in kontrolünü ele geçirdi. Otel, Cenevre merkezli Aga Khan Vakfı’na aitti.

OTEL FAALİYETLERİNE SON VERİLDİ

2005 yılında açılan ve Kabil’in simgelerinden biri olan otelin faaliyetleri 1 Şubat itibarıyla durduruldu. Otelin yönetimi, Afganistan’daki kamuya ait bir otel işletmesi tarafından devralındı. Serena Otel Grubu, yaptığı açıklamada Kabil’deki otelin artık web sitelerindeki konaklama seçenekleri arasında yer almadığını duyurdu. Konuya ilişkin Taliban yetkililerinden ve Aga Khan Vakfı’ndan herhangi bir açıklama gelmedi.

GÜVENLİK TEHDİTLERİ VE TALİBAN SALDIRILARI

Serena Hotel, geçmişte Taliban’ın hedef aldığı yerlerden biri olmuştu. 2008 yılında düzenlenen intihar saldırısında altı kişi hayatını kaybetmiş, aralarında Amerikalı ve Norveçli gazetecilerin de bulunduğu birçok kişi yaşamını yitirmişti. Taliban’ın mevcut İçişleri Bakanı Siraceddin Hakkanî, saldırının arkasındaki isim olmakla suçlanmıştı.

2014 yılında otel, silahlı bir Taliban grubu tarafından bir kez daha saldırıya uğramış, aralarında bir AFP gazetecisi ve ailesinin de bulunduğu dokuz kişi öldürülmüştü.

Taliban’ın Ağustos 2021’de yeniden yönetimi ele geçirmesinin ardından ABD ve İngiltere vatandaşlarını lüks otellerden, özellikle Serena Hotel’den uzak durmaları konusunda uyarmıştı.

EKONOMİ VE KADIN İSTİHDAMI ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

Serena Hotel, yalnızca diplomatik misyonlar ve iş insanları için bir konaklama merkezi değil, aynı zamanda Afganistan’da kadınların iş hayatına katılımına öncülük eden işletmelerden biri olarak görülüyordu. Otel ayrıca yerel ekonomiye ve işletmelere önemli katkılar sunan bir merkez olarak kabul ediliyordu.

Serena Otel Grubu yaptığı açıklamada, “Otel, devlet adamları, diplomatlar, iş insanları ve gezginler için önemli bir buluşma noktası olmanın yanı sıra yerel toplulukların ekonomik gelişimine büyük katkı sağlamıştır” ifadelerine yer verdi.

Haberin Devamını Oku

Trendler