Sosyal Medya

İsviçre

Euro-Airport: Diktatör Jetlerinin Bakımıyla Milyonlar Kazanılıyor

yazar

Yayınlayan

on

Euro-Airport’ta yoğun olarak diktatörlük rejimlerine ait jetlerin inişi gözlemleniyor. İki İsviçreli şirket, bu tür jetlerin bakımıyla milyonlarca gelir elde ediyor.

Euro-Airport Basel, uzun bir süredir diktatörlük rejimlerine ait jetlerin tercih ettiği önemli bir havaalanı olarak biliniyor. WOZ’un araştırması, bu jetlerin bakımının ve onarımlarının hangi işlemleri kapsadığını ve otokratik devletlerin jetlerinden büyük gelir elde edenlerin kim olduğunu ortaya koyuyor.

Jet Aviation ve Amac Aerospace adlı Basel merkezli iki şirket, bu konuda öne çıkıyor. Bu şirketlerin gelirlerinin büyük bir kısmının otokratik rejimlere ait jetlerin bakımı ve dönüşümünden geldiği belirtiliyor.

Otoriter rejimlerden gelen jetleri izleme konusunda uzmanlaşmış bağımsız gazeteci Emmanuel Freudenthal, 190 otoriter rejimin jetlerini takip ediyor ve hareketlerini “Dictator Alert” adlı web sitesinde belgeliyor. WOZ’un araştırmasının temelini oluşturan bu bilgiler, jetlerin izlenmesi konusundaki uzmanlığına dayanıyor.

Euro-Airport’un en önemli destinasyonlardan biri olduğunu belirtiyor ve ekliyor: “Son birkaç yıldır Euro-Airport’un, diktatörlere ait jetlerin tercih ettiği önemli destinasyonlardan biri olduğunu görüyorum,” diyor. Freudenthal’ın web sitesinde belgelenen 190 jetin son üç yılda yaklaşık 60’ı, Amac ve Jet Aviation’ın Euro-Airport’taki hangarlarında bulunmuş. Bunlar, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Suudi Arabistan, Kuveyt, Bahreyn veya Umman gibi Körfez ülkelerinden gelen jetleri içeriyor. Euro-Airport’ta jetlerini bakıma alan diğer rejimler arasında Libya, Gabon, Kamerun, Ekvator Ginesi, Nijer, Belarus, Azerbaycan ve Kazakistan bulunuyor. Bu jetleri genellikle ünlü kişiler kullanıyor.

Kaşıkcı Cinayetinde Kullanılan Jet’de Burada

Örneğin, eski Chelsea sahibi Roman Abramowitsch’e ait özel jet 2022’de Basel Havalimanı’nda mahsur kaldı. BM raporunda, HZ-SK2 tescilli jet, Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkcı’nın ( Jamal Khashoggi) muhtemel katillerinin İstanbul’daki olay yerine ulaşmak ve ardından şehri terk etmek için kullandığı iki jetten biri olduğu belirtildi.

Katar Devleti’ne ait bir başka jet özellikle Katar’ın hükümdar ailesi Al-Thani tarafından kullanılıyor. Şu anda Suudi kraliyet ailesinin jetiyle aynı yerde bulunuyor.

Yaklaşık on yıl boyunca Basel-Mulhouse Havalimanı’nda duran bir Boeing 747, bir Suudi kral için uçağı modifiye etmek üzere bekliyordu. Ancak satış hiçbir zaman gerçekleşmedi ve jet sonunda Arizona’ya uçuruldu. Orada bir “jet mezarlığı”nda son buldu. Boeing 747, hükümetler ve kurumsal müşteriler için modifiye edilmiş bir “Boeing Business Jet” idi.

Uçağın 16.000 kilometrenin üzerinde menzili ve yaklaşık 465 metrekarelik bir kabin alanı vardı. Uçak, aslında 2011 yılında vefat eden Suudi Veliaht Prensi Sultan bin Abdulaziz Al-Saud için tasarlanmıştı. Ancak 2017’de 88 milyon İsviçre Frangı indirimli bir fiyata satış gerçekleşmedi. Boeing, jeti 2022’de geri aldı ve Arizona’ya gönderdi. Sadece 30 uçuş saatinin ardından, jet Pinal Airpark’ta parçalara ayrıldı. Jetin tamamen hurdaya mı yoksa bazı parçalarının mı depolandığı belirsizdir. Bir Boeing’in tipik ömrü genellikle 25 ila 30 yıldır.

Dışarıdan gelenlere hangarlara erişim izni yok. Çitlerde büyük kırmızı levhalar fotoğraf çekmeyi yasaklıyor. Her iki şirket de WOZ’un talebine herhangi bir bilgi vermekten kaçınıyor. Eski çalışanlar, gelirin yaklaşık yarısının otoriter yönetilen ülkelerin müşterilerinden elde edildiğini tahmin ediyorlar.

Katar’dan gelen jet için sadece 11.000 saatten fazla çalışma öngörülüyor. Tahmini saatlik ücretle 130 İsviçre Frangı düşünüldüğünde, işçilik maliyetleri bir buçuk milyon İsviçre Frangı’na ulaşacaktır. Buna ek olarak, bu tür bir kontrol için malzeme maliyetleri hızla bir buçuk milyon İsviçre Frangı veya daha fazlasına çıkabilir.

Euro-Airport Basel’in iletişim departmanı gazetenin talebine şu şekilde yanıtlıyor: “Euro-Airport’un endüstriyel uzmanlık merkezi, Jet Aviation, Amac Aerospace, Air Service Basel, Nomad Technics AG ve 2023’ten bu yana Pilatus olmak üzere beş şirketi kapsayan küresel öneme sahiptir. Havalimanı platformında işlerin yaklaşık üçte birini oluşturuyor.”

İletişim Departmanı, ”Havalimanının gelirlerinin büyük bir kısmı, yüzde 80’i yolcu trafiği kaynaklıdır. Geri kalan yüzde 20 ise endüstri ve kargo alanlarından eşit şekilde gelmektedir, yani yaklaşık olarak her biri onar yüzdeye denk gelir” diyor.

Euro-Airport’ta faaliyet gösteren şirketler, endüstri, kargo veya yolcu trafiği gibi hangi alanda faaliyet gösterirlerse göstersinler, ilgili yasal düzenlemelere uymaları gerektiğini belirtiyorlar. Ancak, havalimanı sadece doğrudan yetki alanına giren konularla ilgili görüş bildirebileceğini ifade ediyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE İLAÇ KARTELİNE 600 BİN FRANK PARA CEZASI

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 2 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Bern

İsviçre Rekabet Kurumu (Weko), yedi uluslararası ilaç şirketinin karıştığı bir kartel anlaşmasını ortaya çıkardı. Söz konusu firmalar, mide spazmı ilacı Buscopan’ın ana etken maddesi olan Butylscopolaminbromid (SNBB) maddesinin satışı konusunda yıllarca gizli anlaşmalar yaptı. Weko, karteli bozdu ve firmalara toplam 600’000 Frank para cezası verdi.

2005-2019 yılları arasında yürütülen yasadışı iş birliğinde, firmalar minimum satış fiyatları üzerinde anlaştı, pazar paylarını paylaştı ve ekonomik açıdan hassas verileri birbirleriyle paylaştı. Ceza, anlaşmalı çözüm süreci dikkate alınarak verildi.

Kartelde yer alan şirketler:

  • Boehringer Ingelheim (Almanya)
  • Alkaloids of Australia (Avustralya)
  • Alkaloids Corporation (Hindistan)
  • Alchem (Hindistan)
  • C2 Pharma (İrlanda)
  • Linnea (İsviçre – Ticino)
  • Transo-Pharm (Almanya)

Weko Direktörü Patrik Ducrey, en yüksek cezanın Boehringer Ingelheim’a verildiğini belirtti ancak kesin miktarı açıklamadı. Karteli açığa çıkaran C2 Pharma ise tamamen ceza muafiyeti aldı. Transo-Pharm ve Linnea ise cezalarında indirime gitti.

FİYAT MANİPÜLASYONU: HASTALAR NE KADAR ZARAR ETTİ?

Buscopan gibi spazm çözücü ilaçlarda kullanılan etken madde İsviçre’de işlenmiyor ancak ithal ediliyor. Weko, kartelin hasta fiyatlarına ne kadar etkisi olduğunu araştırmadığını belirtti. Yine de bu tarz anlaşmaların tüketicilere dolaylı zarar verdiği biliniyor.

Bu karar, İsviçre’de bir etken madde üzerinden ceza verilen ilk ilaç karteli davası olarak tarihe geçti. Avrupa ve Avustralya rekabet kurumlarının desteğiyle yürütülen soruşturmada firmalara, kararın ardından İsviçre Federal İdare Mahkemesi’ne itiraz etme hakkı tanındı.

Haberin Devamını Oku

Gündem

AVRUPA GENELİNDE PEDOKRİMİNAL AĞA DARBE: 166 KİŞİ GÖZALTINA ALINDI

yazar

Yayınlayan

on

By

🕒 Okuma süresi: 3 dakika
📅 10 Nisan 2025 – Almanya

Avrupa çapında düzenlenen “Operation Fever” adlı büyük çaplı bir operasyonla çocuk istismarı ve çocuk pornografisine karşı ciddi bir darbe indirildi. Polonya’nın liderliğinde ve Europol koordinasyonunda yürütülen operasyon kapsamında 12 Avrupa ülkesinde ve ABD’de toplam 166 kişi gözaltına alındı.

Polonya, Almanya, İsviçre ve diğer ülkelerde 774 farklı adrese eş zamanlı baskınlar düzenlendi. Baskınlarda çocuklara ait yasa dışı görüntülerin saklandığı dijital materyallerin yanı sıra silahlar ve uyuşturucular da ele geçirildi. Özellikle Polonya’da 98 kişi yakalanırken, bazı şüphelilerin tanınmış kişiler olduğu bilgisi dikkat çekti.

DİJİTAL KANITLAR VE ULUSLARARASI DESTEK

Polonya’nın AB Konseyi Başkanlığı görevini yürütmesi sebebiyle operasyonun merkezinde yer aldığı belirtildi. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) da operasyona destek verdi. Ele geçirilen yüzbinlerce dijital dosya şu anda kriminal incelemeden geçiriliyor.

Almanya’nın Hessen eyaletinde 105 kişi hakkında soruşturma yürütülürken, Rheinland-Pfalz bölgesinde de en az bir kişi tutuklandı. Yetkililer, şüphelilerin internette kurdukları forumlar aracılığıyla hem yasa dışı içerik alışverişi yaptıklarını hem de çocukları psikolojik olarak etkileyerek bazı durumlarda intihara yönlendirdiklerini açıkladı.

İSVİÇRE DE YASALARIYLA KARŞI KOYUYOR

İsviçre’de çocuklara yönelik istismar içeriklerinin bulundurulması ve paylaşılması ağır suç olarak kabul ediliyor. İsviçre Ceza Kanunu’nun 197. maddesine göre bu suçlar için 5 yıla kadar hapis veya para cezası öngörülüyor. İsviçre de bu tarz uluslararası operasyonlara aktif olarak destek veriyor.

Bu geniş kapsamlı operasyon, sınır ötesi iş birliğinin çocuk istismarıyla mücadelede ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

Haberin Devamını Oku

Gündem

YAPAY DÖLLENMEYLE İKİZ DOĞUMLARINDA BÜYÜK DÜŞÜŞ

yazar

Yayınlayan

on

By

Son yirmi yılda, yapay döllenme (IVF) ile çoğul gebeliklerin sayısında belirgin bir azalma yaşandı. 2002 yılında %17,4 olan ikiz doğum oranı, 2023 yılı itibarıyla %2,8’e düştü. Bu düşüş, büyük ölçüde 2017 yılında yürürlüğe giren Üreme Tıbbı Yasası’ndaki değişikliklere bağlanıyor.

2017 reformu ile birlikte, embriyo saklama miktarı artırıldı ve bu sayede doktorlar, hangi embriyoların yapılacak yapay döllenme işleminde kullanılacağını daha iyi belirleyebilmeye başladı. Federal İstatistik Dairesi’nin (BFS) Reprodüksiyon İstatistikleri Bölümünden Tonia Rihs, bu gelişmeyi şu şekilde açıklıyor: “Tek embriyo transferi çok daha yaygın hale geldi.”

Yasalar, Tıbbi Uygulamaları Etkiledi

2017 yılında, 4085 yapay döllenme işleminde iki embriyo transfer edildi. Oysa tek embriyo transfer edilen vaka sayısı 3789’dur. 2023 yılında ise, transferlerin çoğunluğu tek embriyo içermekteydi (7341). İki embriyo yalnızca 811 kez transfer edildi.

2023 yılı itibarıyla, 6513 çift yapay döllenme tedavisi aldı ve bu sayı, bir önceki yıla göre %1,5’lik bir düşüşü gösteriyor. Ancak doğan çocuk sayısı 2511’e yükseldi, bu da %5,9’luk bir artışı ifade ediyor. Bu 2511 çocuk, İsviçre’de doğan tüm bebeklerin %3’ünü oluşturuyor. Bu bebeklerden 67’si sperm bağışı ile dünyaya geldi. Yine de, toplam embriyo transferlerinin yalnızca %30’u doğumla sonuçlandı. Bu oran, 2017’de %23, 2022’de ise %27,6 idi.

Haberin Devamını Oku

Trendler