Sosyal Medya

Dünya

Loto Milyonlerleri Kazandıkları Milyonların Tadını Çıkaramıyor

yazar

Yayınlayan

on

Cemil Baysal

£148 Milyon EuroMillions Talihlisi Gillian Bayford, Servetini Harcayan Kocasından Ayrılıyor

2012 yılında EuroMillions jackpot’ında kazandığı müthiş £148 Pound – Yaklaşık 228 Milyon Frank ( 8 milyar 273’274’336.60 ) TL ile adını duyuran Gillian Bayford, şu sıralar servetini lüks harcamalara sürükleyip parayı car cur eden kocası Brian Deans ile boşanma haberleriyle gündeme geldi.

  1. Adrian Bayford ile evlilik: Euromillions ikramiyesini kazandıktan sonra 15 ay süren bir evlilik.
  2. Brian Deans ile evlilik: Beş yıl süren bir evlilik, ancak bu evlilik de Brian Deans’ın iddialara göre lüks harcamaları ve sürekli para talepleri nedeniyle sona erdi.

51 yaşındaki Gillian, İskoçya’daki evinden kocasıyla yaşadığı sıcak tartışmaların ardından, Deans’ın milyonlarca poundluk serveti araba, tatil, saat ve beş yıldızlı futbol gezileri gibi lüks harcamalara yönlendirmesinden dolayı evini terk etme kararı aldı.

Gillian’ın yakın çevrelerinden alınan bilgilere göre, Brian Deans, Gillian’dan aylık bir harçlık almasına rağmen, onun doyumsuz para talepleri sürekli mali sıkıntılara yol açtı. Deans’ın, Gillian’ı sadece bir servet kaynağı para makinası olarak gördüğü ve ona sadece “bir para makinesi” gibi davrandığı belirtiliyor. Beş yıl önce evlenmelerine rağmen, çift arasındaki gerginlik uzun bir süredir kendini gösteriyordu.

İçeriden gelen bilgiler, Gillian’ın evliliği kurtarmak için büyük çaba sarf ettiğini ancak Deans’ın doyumsuz taleplerinin bir noktada çözülemeyecek kadar büyük olduğunu gösteriyor. Ayrılık, birçok kişi tarafından Gillian için bir kurtuluş olarak görülüyor ve potansiyel bir mali felaketi önceden önlemiş olabilir.

Gillian’ın şu anki kocası Brian Deans, daha önce £13,500’lük bir Tesco dolandırıcılığından altı ay hapis cezasına çarptırılmış bir eski suçlu. Evliliklerinin sona ermesinden sonra, Gillian’dan aylık bir harçlık almaya devam ediyordu. Ancak çift arasındaki çatlaklar bir süre önce belirginleşmiş, Deans, yaşanan tartışmalardan sonra ayrılmasına rağmen Gillian’a yeni hediyelerle dönüyordu.

Büyük bir ikramiye kazanmak sadece şöhret ve bereket getirmiyor; birçok kazanan, bu büyük servetle aşk ilişkileri ve yanlış yatırımlarla mücadele etmek zorunda kalıyor.

2012’de Euromillions jackpot’ını kazanan Adrian Bayford ve eşi Gillian, büyük bir çıkış yakaladıkları anı bir Mega-Check ile kutlarken mutluluklarını paylaşmışlardı. Ancak bu büyük kazanç, kısa süre sonra tersine döndü.

Bir yıl sonra, yardım hemşiresi Gillian ve plakçı sahibi Adrian Bayford çifti boşandı. Kazandıkları parayla birlikte kısa süre içinde satın aldıkları dokuz milyon frank değerindeki yedi yatak odalı malikane, evliliklerinin sonunu getirdi.

Adrian Bayford, eşiyle ayrıldı ve Sam Burbidge adında bir kadınla nişanlandı, eşi ise bir vücut geliştirmeciyle bir ilişkiye girdi. Ancak bu yeni ilişkiler de uzun süreli olmadı. İngiliz medyasına göre, Burbidge kısa bir süre sonra taşındı ve nişanları sona erdi.

Gillian Bayford ise üçüncü sevgilisini terk ederek İskoçya’nın “Sun” gazetesine şikayette bulundu. Birçok erkeğin sadece parası için peşinden koşan “altın avcıları” olduğunu belirtti. Son sevgilisine arabalar hediye ettiğini, hatta ailesine nakit para verdiğini ancak onun sadece cüzdanı peşinde olduğunu fark ettiğini ifade etti. “Şu an beş yıl öncesinden çok daha akıllıyım,” dedi.


Lotto-Milyonerlerinin Trajik Kaderi: Aşk ve Yanlış Yatırımlarla Boğuşmak

İngiltere’den Lara Griffiths (53) ve kocası, 2005 yılında kazandıkları iki milyon franklık ikramiye ile elde ettikleri zenginliği kısa sürede tükettikleri için şu anda ayrı yaşamakta.

İsviçre’deki büyük ikramiyeler genellikle şanssızlık getiriyor. İlk İsviçreli Lotto milyoneri Werner Bruni (†78), 1979’da kazandığı 1.7 milyon frankı yanlış yatırımlarla kaybetmiş ve neredeyse yoksulluk içinde hayatını kaybetmiştir.

Aynı kader, Alman Lotto’sunda 1986’da 3.2 milyon Mark kazanan Leonhard “Leo” Lüthi’yi (†49) etkiledi. Fabrika işçisi olan Lüthi, çalışmayı bıraktı ve alkolizme düştü. Kalbi 1995’te iflas etti ve kalan servetini (nearly 900,000 frank) Aargau’daki Bremgarten’deki bir engelli evine bağışladı.

Euromillions biletinden 184 milyon frank kazanan Olivia K.* (†50), servetin tadını uzun süre çıkaramadan Eylül 2021’de kanserden hayatını kaybetti. Geride kalan eşi Bernd K.* (†59), artık bu büyük parayı yönetiyor ve eşinin anısına her yıl bir miktar kazancın hayır kurumlarına bağışlıyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Dünya

LÜBNAN’DAN TÜRKİYE’YE KAÇIŞ: YÜZLERCE KİŞİ FERİBOTLA ÜLKEYİ TERK EDİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Lübnan’da devam eden çatışmalar nedeniyle yüzlerce kişi Türkiye’ye kaçtı, aralarında Alman vatandaşları da var.

İsrail ile Hizbullah arasındaki çatışmaların şiddetlenmesiyle birlikte, yüzlerce insan Lübnan’dan Türkiye’ye feribotla kaçtı. Türk devlet kanalı TRT’nin haberine göre, bu kaçış güzergahını kullananlar arasında Alman vatandaşları da bulunuyor. Bir feribot, Lübnan’dan Mersin limanına kadar yolculuk yaptı ve burada Lübnanlı, Türk ve Alman vatandaşlarını Türkiye’ye ulaştırdı.

Şu ana kadar bu rota ile 700’den fazla kişi Türkiye’ye geçti. Ancak bu feribot seferleri, resmi bir tahliye operasyonu kapsamında yapılmıyor. Türk hükümetinin tahliye operasyonlarını başlatmadığı ancak hazırlıkların tamamlandığı bildiriliyor. TRT, Savunma Bakanlığı kaynaklarına dayandırdığı haberinde, Lübnan’da yaşayan yaklaşık 14 bin Türk vatandaşının tahliyesi için hazırlıkların sürdüğünü belirtti.

#Lübnan #Türkiye #Tahliye #Mersin #TRT #haber #sondakika

Haberin Devamını Oku

Dünya

LÜKS YATLARLA LÜBNAN’DAN KAÇIŞ: ZENGİNLERİN GÖZDE ROTASI KIBRIS

yazar

Yayınlayan

on

By

Beyrut, 02.10.2024 –İsrail’in Beyrut’un güneyine yönelik hava saldırılarının ardından başlattığı kara harekâtı, Lübnan’dan kaçışları hızlandırdı. Varlıklı Lübnanlılar, komşu Suriye’ye kara yoluyla kaçan yoksul halkın aksine, lüks yatlarla Kıbrıs ve diğer yakın ülkelere ulaşmaya çalışıyor. Ülkede süregelen karışıklık ve saldırılar, yeni bir sığınmacı dalgasının oluşabileceği endişesini artırıyor. Bu yeni göç dalgasının yönelimi Suriye, Türkiye ve diğer komşu ülkeler olacak gibi görünüyor.

Son günlerde Kıbrıs’ın Agia Napa ve Larnaka yat limanlarına Lübnan’dan gelen lüks teknelerin sayısı arttı. Kıbrıs devlet haber ajansı CNA ve RIK radyosunun verdiği bilgilere göre, bu yatlar çoğunlukla varlıklı Lübnanlıları taşıyor. Birkaç saat süren bu yolculuklar için kaptanlar, kişi başına 2500 Amerikan doları talep ediyor.

DİPLOMATLAR DA KAÇIYOR

True North Yachting firmasının Beyrutlu kaptanı Ali Nehme, filosundaki 20 ila 35 metre uzunluğundaki yatlarla müşterilerine güvenli bir kaçış imkânı sunuyor. Nehme’nin müşterileri arasında bazı diplomatlar ve elçilik çalışanları da bulunuyor. Bu kişiler, yüksek ücretler karşılığında bir aylık garantili geçiş sözleşmeleri yaparak, Lübnan’daki kriz anında kaçışlarını güvence altına alıyorlar.

Kıbrıs’ın güneydoğusundaki Agia Napa limanı, Lübnan’dan deniz yoluyla kaçanların en çok tercih ettiği nokta olarak öne çıkıyor. Beyrut’tan hava şartlarına bağlı olarak beş ila altı saat süren bu yolculukla, son günlerde yaklaşık 30 yatın Agia Napa’ya ulaştığı bildiriliyor.

UÇUŞLAR İPTAL EDİLDİ, YATLAR DOLDU

Beyrut’tan yapılan birçok uçuşun iptal edilmesi veya tamamen dolu olması, yat kaptanlarının fiyatları artırmasına yol açtı. Lüks yat sahipleri, bu krizden ciddi bir kazanç sağlarken, özellikle kaçış için bu denli yüksek meblağları ödeyebilen kesim, Lübnan’dan ayrılmanın yollarını arıyor.

LübnanKrizi #BeyrutKaçış #SığınmacıDalgası #İsrailLübnan #KıbrısRotası #İsrail #İLübnan #savaş #Türkiye #asyl #sığınma

Haberin Devamını Oku

Dünya

AVRUPA SIĞINMA POLİTİKALARINI SIKILAŞTIRIYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Sığınma politikasında kıtanın dört bir yanında önemli gelişmeler yaşanıyor. İsviçre’nin başkenti Bern’de bulunan Federal Saray’ın üzerinde kara bulutlar toplanmış durumda. Ulusal Konsey’deki olağanüstü oturum, SvP (İsviçre Halk Partisi) tarafından düzenleniyor ve bu oturumun yalnızca bir “Chropfleerete” (şuursuz bir tartışma) ile sınırlı kalmayacağı kesin. Daha geniş kapsamlı reformlar ve sıkılaşan önlemler gündeme gelecek.

Avrupa genelinde artan göç dalgası, birçok ülkenin sığınmacılarla ilgili politikalarını yeniden gözden geçirmesine ve daha sert önlemler almasına neden oluyor.

Diğer Avrupa ülkeleri de benzer adımlar atıyor. Özellikle Almanya, İngiltere, Danimarka ve İtalya, asıl politikalarında radikal değişikliklere giderken, İspanya farklı bir yol izleyerek göçmenler için yasal geçiş yolları açmayı tercih ediyor. Bu kapsamlı haber, Avrupa’nın dört bir yanındaki değişimleri ve hükümetlerin sığınmacı politikalarındaki sertleşmeyi detaylandırıyor.

Yüksek Sığınmacı Sayıları ve İlgili Talepler

Mültecilerden Sorumlu Bakan Beat Jans, artan asyl sayılarına dair baskı altında. Bu durum, daha önce diğer partiler tarafından fazla radikal bulunan taleplerin artık meşruiyet kazanabileceği anlamına geliyor. Bu değişim, İsviçre’nin Avrupa’daki genel asyl politikasındaki dalgalanmalara katıldığını göstermekte.

Avrupa’da Gelişen Olaylar

Birleşik Krallık: Kontrol Kaybı

Patrik Wülser’ın raporuna göre, Birleşik Krallık’ta asyl politikaları, geçen yıllarda birçok denemeye rağmen başarısızlıkla sonuçlandı. Yeni Başbakan Keir Starmer, selefi Rishi Sunak’ın Ruanda projesini iptal ederek yeni bir yön arayışına girdi. Ancak “Take back control” (kontrolü geri almak) sloganı, Brexit sonrası daha çok bir kontrol kaybına dönüştü. İstatistikler, göçmen sayısının azalmak yerine arttığını gösteriyor.

Danimarka: Sıkı Politika Modeli

Danimarka, asyl politikasında kararlı bir tutum sergiliyor ve bu politika, siyasi yelpazenin büyük bir kesiminden destek görüyor. Aile birleşiminde kısıtlamalar, tartışmalı geri gönderim merkezleri ve Dublin sistemi üzerine baskılar, Danimarka’nın sıkı politikalarının bir parçası. Sosyal Demokratlar, daha az göç ile entegrasyonun mümkün olduğunu düşünüyor ve bu bağlamda diğer Avrupa ülkelerine de örnek olmayı hedefliyor.

Almanya: Sağdan Gelen Baskı

Almanya, SPD tarafından yönetilen hükümetin, sınır kontrollerini artırarak ve asyl sürecini hızlandırarak uygulamaya koyduğu yenilikler ile zorlu bir dönemden geçiyor. Hükümet, radikal sağ görüşlerin etkisi altında kalıyor ve bu durum, toplumda geniş bir endişe yaratıyor. Sağcı AfD partisi, asyl politikalarında baskın bir ses haline geldi ve hükümetin aldığı önlemleri etkiliyor.

İspanya: Alternatif Bir Yol

İspanya, Meksika’dan gelen göçmenlerle ilgili farklı bir yol izliyor. Başbakan Pedro Sánchez, yasadışı göçü önlemek için meşru yolları destekliyor. Özellikle Batı Afrika ile yapılan anlaşmalar, bu politikaların temelini oluşturuyor. Ancak Sánchez de sınırların tamamen açılmasına karşı.

Avrupa Birliği: Sıkı Yönetim

Avrupa genelinde asyl politikalarında sıkı yönetim uygulamaları artmakta. Avrupa Birliği, asyl süreçlerini hızlandırmak ve dış sınırlara kaydırmak amacıyla yeni reformları devreye aldı. Ancak bu reformların etkileri, 2026 yılına kadar netleşmeyecek.

İtalya: Tunus ile Başarı

İtalya, göçmen sayısını önemli ölçüde düşürdü ve bunun sebebi, Tunus ile yapılan anlaşmalar olarak öne çıkıyor. Başbakan Giorgia Meloni, göçmenleri dışlamak için iki farklı kamp kurmayı planlıyor. Ancak bu uygulamaların gerçekliği konusunda endişeler var.

İsviçre’deki Sığınmacı Başvuruları (2023)

ÜlkeBaşvuru Sayısı
Almanya329.035
İspanya160.460
Fransa145.095
İsviçre26.820

İngiltere: “Kontrolü Geri Al” Politikasının Çöküşü

Patrik Wülser raporunda, İngiltere’nin son yıllarda göç politikasında başarısız olduğuna dikkat çekiyor. Eski Başbakan Rishi Sunak döneminde, göçmenlerin Ruanda‘ya sınır dışı edilmesi gibi öneriler gündeme gelmişti. Ancak bu projeler, yeni Başbakan Keir Starmer tarafından iptal edildi. Starmer, düzensiz göç sorununu farklı bir yaklaşımla çözmek istiyor. İngiltere’nin Brexit sonrası “kontrolü geri alma” sloganıyla başlayan sürecin tam tersine, göçmen sayısının artmasıyla sonuçlandığı görülüyor.

İngiltere’nin Başarısızlıkları

ÖneriSonuç
Ruanda’ya Sınır Dışı Projesiİptal Edildi
Eski Petrol Platformlarına GöndermeBaşarısız Oldu
Düzensiz Göçle Mücadele StratejileriEtkisiz Kaldı

Danimarka: Sert Politikalar Avrupa’ya Model Oluyor

Karina Rierola’nın aktardığına göre, Danimarka, göçmen politikalarında sert bir çizgi izliyor. Bu yaklaşım, ülkede geniş bir siyasi ve toplumsal destek buluyor. Danimarka, Ruanda ile asıl merkezleri açma planından vazgeçse de, geri gönderme merkezleri ve sıkı Dublin Sistemi uygulamalarıyla dikkat çekiyor. Ülkede, sosyal refah devletini koruma amacıyla göçün azaltılması gerektiği görüşü hakim.

Grafik 2: Danimarka’da Göçmen Sayılarındaki Düşüş (2015-2023)

YılSığınma Başvuru Sayısı
201521.000
20232.355

Almanya: Sığınma Politikaları Üzerinde Sağcı Baskı

Almanya’da göç politikaları giderek daha sertleşiyor. Simone Fatzer’ın haberine göre, Almanya, Afganistan‘a zorunlu geri göndermeler ve sınır kontrolleri gibi adımlar atıyor. Bu durum, AfD (Almanya için Alternatif Partisi)’nin sağcı söylemleriyle şekillenen bir yarışa dönüşüyor. SPD hükümeti, aşırı sağcı baskı altında, asıl başvuru süreçlerini hızlandırma ve göçü engelleme politikalarını uygulamaya koyuyor.

İspanya: Yasal Göç Yolu

İspanya, diğer Avrupa ülkelerinin aksine, göçmenleri tamamen engellemek yerine yasal geçiş yolları oluşturmayı tercih ediyor. Başbakan Pedro Sánchez, Afrika ile yaptığı anlaşmalarla hem düzensiz göçü azaltmayı hem de İspanya’nın iş gücü ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.

2023 Sığınma Başvuruları – İspanya’nın Yeri

ÜlkeBaşvuru Sayısı
Almanya329.035
İspanya160.460
Fransa145.095
İtalya130.565

AB Genelinde Sertleşme Eğilimleri

Andreas Reich‘ın raporuna göre, AB, yeni asıl reformuyla başvuruları sınır bölgelerinde hızlandırmayı hedefliyor. Ancak bu reform, yalnızca 2026’dan itibaren uygulanacak. Yeni düzenlemeler, başvurusu reddedilen kişilerin geri gönderilmesi konusundaki zorlukları çözmüyor. İtalya, bu süreçte Tunus ile yaptığı anlaşmalar sayesinde göçmen sayısını yarıya indirdi.

Tunus’un Rolü: İtalya’ya Yardımcı mı, İnsan Hakları İhlalcisi mi?

AnlaşmaSonuç
Tunus ile Geri Gönderme AnlaşmasıGöçmen sayısında %50 azalma, ancak ihlaller
İnsan Hakları SorunlarıGöçmenlere kötü muamele iddiaları

Avrupa’da Sığınma Politikasında Değişim

Avrupa genelinde, göç politikaları hızla değişiyor. Her ülke kendi ihtiyaçları doğrultusunda sert veya daha esnek stratejiler geliştiriyor. İsviçre de bu sürecin bir parçası olarak, Ulusal Meclis’te bu politikaların yeniden tartışılacağı önemli bir döneme giriyor.

Özet Tablo: AB’de Asıl Başvuru Sayıları (2023)

ÜlkeSığınma Başvuru Sayısı
Almanya329.035
İspanya160.460
Fransa145.095
İsviçre26.820


#Göç #Sığınmacılar #Avrupa #Almanya #Türkiye #Suriye #sığınma #asyl #migration #migranten #avrupa #europa #deutschland #österreich #norwegen #norveç #schweiz #isviçre #svizzera #switzerland #svizra #göçmenler #sığınmacıkampları #isviçreninsesi #isviçredetürkler

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler