Sosyal Medya

İsviçre

İSVİÇRE’DE YÜKSEK MAAŞLAR VE YÜKSEK KİRALAR: GERÇEKLER VE ZORLUKLAR

yazar

Yayınlayan

on

İsviçre, dünyanın en yüksek maaşlarının kazanıldığı ülke olarak bilinir ve pek çok kişi burada oturum alarak ya da sığınma başvurusu yaparak yaşamak istiyor. Ancak bu cazip maaşların yanı sıra İsviçre, Avrupa’nın diğer ülkelerine kıyasla oldukça yüksek kira giderleriyle de dikkat çekiyor. Özellikle yeni kiracılar için bu durum, maaşların önemli bir kısmının kiralara gitmesi anlamına geliyor. Yapılan araştırmalara göre, bazı İsviçreli haneler maaşlarının %50’sini kiraya ayırmak zorunda kalıyor.

İsviçre, yüksek maaşlarıyla pek çok kişinin hayalini süslerken, aynı zamanda Avrupa’nın en yüksek kira giderlerine sahip ülkelerinden biri olarak öne çıkıyor. Ülkeye yerleşmek isteyenler için cazip görünen bu yüksek maaşlar, özellikle büyük şehirlerde hızla artan kira bedelleri karşısında eriyip gidiyor.

Yüksek Maaşlar ve Yaşam Maliyetleri Dengesi

İsviçre’de hayat, yüksek maaşlara rağmen ciddi mali yüklerle dolu. Kira ve zorunlu sağlık sigortası primleri, haneler üzerinde büyük bir baskı oluşturuyor. Özellikle orta ve düşük gelir gruplarındaki aileler, maaşlarının %50 ila %70’ini bu iki temel gider kalemine ayırmak zorunda. Bu durum, İsviçre’de yüksek bir yaşam standardı olsa da, birçok hanenin finansal dengesini kurmakta zorlandığını gösteriyor.

Artan Kiralar ve Zorluklar

Son yıllarda kira artışları, özellikle yeni kiracılar için yaşamı daha da zorlaştırdı. 2023 yılında pek çok kantonda kiralar %10’un üzerinde bir artış gösterdi. Mevcut kiracılar da referans faiz oranlarının yükselmesiyle artan kira bedelleriyle karşı karşıya kaldı. Özellikle Zürih, Bern ve Luzern gibi büyük şehirlerde, kiralar hanelerin en büyük gider kalemini oluşturuyor. Ortalama bir İsviçreli hane, gelirinin %28’ini kiraya ayırırken, bu oran düşük gelirli hanelerde çok daha yüksek seviyelere çıkıyor. Artan kiralar, büyük şehirlerde daha küçük ve uygun fiyatlı evlere taşınma seçeneğini bile neredeyse imkânsız hale getirdi.

Konut Politikaları ve Kira Yardımı

İsviçre hükümeti, yüksek kira maliyetleri karşısında haneleri korumak adına bazı destek mekanizmaları geliştirmiş durumda. Özellikle düşük gelirli ailelere yönelik sosyal yardımlar ve uygun fiyatlı konut projeleri, yüksek kira maliyetleriyle mücadele etmeye çalışan hanelere yardımcı olmayı amaçlıyor. Ancak uzmanlar, bu yardımların yeterli olmadığını ve konut piyasasında yapısal reformlara ihtiyaç duyulduğunu vurguluyor.

İsviçre Gayrimenkul Birliği’nin raporuna göre, devletin ya sosyal konut projelerine yatırım yapması ya da kira yardımlarını doğrudan ihtiyaç sahibi hanelere yönlendirmesi gerekiyor. Raporda, ikinci yöntemin, yani doğrudan kira yardımlarıyla kiracıların desteklenmesinin daha etkili olacağı savunuluyor. Böylece, konutlar piyasa değerinde kiralanmaya devam ederken, devlet yardımları ile kiracıların mali yükü hafifletilecek.

Yüksek Kira Giderlerinin Ekonomik Etkileri

İsviçre’de düşük gelirli hanelerin %20’si, gelirlerinin %50’sini kira giderlerine ayırıyor. Orta gelir grubundaki haneler ise bu oran %21 ila %34 arasında değişiyor. Yüksek kira giderleri, hanelerin diğer harcamalarını kısıtlayarak, birçok ailenin tasarruf yapmasını zorlaştırıyor ve ekonomik dengesizliklere yol açıyor.

Çözüm Arayışları

Kanton Zürih’te belediyelere sosyal konut projeleri geliştirme yetkisi verilmesi gibi öneriler gündeme gelirken, özel sektörden gelen eleştiriler, bu tür projelerin konut piyasasında rekabeti azalttığını savunuyor. Bunun yerine, doğrudan kira yardımlarıyla kiracıların desteklenmesi gerektiği belirtiliyor. İsviçre’de konut piyasasının sürdürülebilir bir yapıya kavuşabilmesi için sosyal konut projeleri ve kira yardımlarına daha fazla yatırım yapılması kaçınılmaz görünüyor.

#İsviçre #KonutKrizi #KiraYardımı #Zürih #Bern #Luzern #Ekonomi #YaşamMaliyetleri #İsviçreninSesi #Schweiz #Suisse #Svizzera

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

BÜLACH’TA CİNAYET: 47 YAŞINDAKİ AFGAN, 29 YAŞINDAKİ AFGAN EŞİNİ ÖLDÜRÜP KAÇTI

yazar

Yayınlayan

on

By

Pazar öğleden sonra Bülach’ta korkunç bir cinayet işlendi. Olay, Kasernenstrasse’de meydana geldi ve bir kadın hayatını kaybetti. Zanlı, 47 yaşındaki bir Afgan erkek, olayın ardından kaçtı ve polis hala izini sürüyor.

OLAYIN DETAYLARI

Zürih Kanton Polisi’ne göre, cinayet bir apartman bloğunun önünde gerçekleşti. Kurban, 29 yaşında bir Afgan kadındı ve tanıklar, zanlının kadının 47 yaşındaki eşi olduğunu söylüyor. Çiftin birlikte bir çocukları olduğu ve kızlarının ilkokul çağında olduğu öğrenildi.

TANIK İFADELERİ

Bir tanık, olay anını balkonundan izlediğini ve kadının çığlıklarını duyduğunu belirtti. Ayrıca, kadının olayın gerçekleştiği yerde yaşamadığını, ancak yakın akrabalarının o bölgede oturduğunu söyledi.

KURTARMA ÇABALARI YETERSİZ KALDI

Saat 15.00 civarında polise gelen ihbar sonrası olay yerine ulaşan ekipler, kadını ağır yaralı bir şekilde apartman girişinde buldu. Hemen ilk müdahaleye başlayan polis ekipleri, kadının hayatını kurtarmaya çalıştı. Ancak, olay yerine gelen acil servis ekibi kadının yaşamını yitirdiğini doğruladı.

SAVCILIK VE POLİS SORUŞTURMALARI DEVAM EDİYOR

Olay yeri incelemesi devam ederken, Zürih Kanton Polisi, Bülach Hastanesi acil servisi, itfaiye, Zürih Adli Tıp Enstitüsü ve savcılık ekipleri de soruşturmaya dahil oldu. Katil zanlısını yakalamak için polis geniş çaplı bir operasyon yürütüyor.

FAİL HALA KAÇAK

Polis, 47 yaşındaki zanlıyı yakalamak için çalışmalarını sürdürüyor ve halktan dikkatli olmalarını istiyor. Soruşturma ve olayın detayları ortaya çıktıkça daha fazla bilgi verileceği belirtildi.

#Bülach #Zürich #İsviçre #Schweiz #Afganistan #Afgan #Suisse #Svizzera #İsviçreninSesi

Haberin Devamını Oku

Gündem

İSVİÇRELİ HUKUK PROFESÖRÜ PASAPORTLARDA CİNSİYETİN KALDIRILMASINI TALEP EDİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Süre: 3 dakika

İsviçreli ünlü hukuk profesörü Thomas Geiser, pasaport ve nüfus kayıtlarında cinsiyet belirtisinin kaldırılmasını savundu. Geiser, devletin erkek ve kadın ayrımı yapmasının Anayasa’daki eşitlik ilkesine aykırı olduğunu dile getirdi.

“Cinsiyet Ayrımı Artık Gereksiz”

71 yaşındaki eski St. Gallen Üniversitesi profesörü ve Federal Mahkeme eski yedek hâkimi olan Geiser, “Devletin artık bu ayrımı yapmaması gerekiyor” dedi. “Her birey kendini istediği gibi tanımlayabilir, ancak devlet açısından bu ayrımın bir önemi kalmamalı” ifadesini kullandı. Bu önerinin, cinsiyetin yasal belgelerden çıkarılmasının birçok karmaşıklığı ortadan kaldıracağını ve herhangi bir dezavantaj yaratmayacağını belirtti.

Yasalarda Cinsiyet Ayrımının Azalması

Geiser, bugün yürürlükte olan yasaların büyük kısmının cinsiyet ayrımı yapmadığını, sadece birkaç alanda bu ayrımın sürdüğünü söyledi. Özellikle kadın ve erkeklerin emeklilik yaşlarının eşitlendiğini ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin dul maaşı farklarını kaldırmayı öngördüğünü vurguladı. “Askerlik dışında, cinsiyet ayrımı yapan çok az yasa kaldı” dedi.

Geiser’in önerisi, üçüncü cinsiyet seçeneği taleplerinin ötesine geçiyor. Eurovision Şarkı Yarışması’nın galibi Nemo’nun, Adalet Bakanı Beat Jans ile yaptığı görüşmede üçüncü bir cinsiyet talep etmesine atıfta bulunan Geiser, “Üçüncü cinsiyet seçeneği bir sorunu çözer, ancak yeni sorunlar yaratır” diyerek tüm cinsiyet ayrımlarının kaldırılması gerektiğini savundu.

#İsviçre #CinsiyetEşitliği #ThomasGeiser #Pasaport #YasalDüzenleme #İnsanHakları #schweiz #suisse #svizzera #svizra #switzerland #İsviçreninsesi #

Haberin Devamını Oku

Gündem

ORTA AKDENİZ’DEKİ KAÇIŞLARDAKİ BOĞULMALARA KARŞI: SP’Lİ SİYASETÇİ CÉLINE WIDMER, BÜYÜKELÇİLİKTE İLTİCA HAKKINI YENİDEN HAYATA GEÇİRMEK İSTİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Okuma Süresi: 4 Dakika

Orta Akdeniz, Afrika ve Orta Doğu’dan gelen binlerce mültecinin Avrupa’ya ulaşmak için başvurduğu tehlikeli bir göç yolu haline geldi. Bu göçmenler, savaş, zulüm, yoksulluk ve insani krizlerden kaçıyorlar; ancak yasal göç yollarının olmaması, onları insan kaçakçılarına ve ölümcül deniz yolculuklarına mahkûm ediyor. Sonuç olarak, her yıl binlerce kişi bu tehlikeli deniz yollarında boğularak hayatını kaybediyor.

Bu trajik durumu çözmek amacıyla, İsviçre Sosyal Demokrat Partisi’nden (SP) Zürih milletvekili Céline Widmer, İsviçre’nin büyükelçiliklerinde iltica başvurusu yapılabilmesinin yeniden mümkün olmasını talep ediyor. Widmer, bu teklifiyle mültecilerin hayati tehlikeye girmeden Avrupa’ya ulaşmalarını sağlamayı amaçlıyor.

Büyükelçiliklerde İltica Başvurusu Nedir?

1979 yılında İsviçre, zulüm gören veya hayatları tehlikede olan insanların yurtdışındaki büyükelçiliklerine giderek iltica başvurusu yapabilmelerine izin veren bir yasa yürürlüğe koydu. Bu uygulama, özellikle Güney Amerika’daki diktatörlüklerden kaçan insanlar için bir umut ışığı oldu. Ancak bu uygulama 2013 yılında sona erdi. O dönem yetkililer, büyükelçiliklerde yapılan iltica başvurularının verimsiz olduğunu ve İsviçre’ye gelen sığınmacıların ülkede başvuru yapmalarının daha uygun olacağını savundu.

Céline Widmer’in Teklifi

Widmer, büyükelçiliklerde iltica başvurusunun yeniden açılmasının, Akdeniz’deki trajedilerin önlenmesi ve insan kaçakçılığı ağlarının zayıflatılması için gerekli bir adım olduğunu belirtiyor. Yasal göç yollarının eksikliği, göçmenleri ölümcül tehlikelerle karşı karşıya bırakırken, büyükelçiliklerde yapılacak başvurular bu riskleri büyük ölçüde azaltabilir. Widmer, İsviçre’nin bu konuda öncülük ederek diğer Avrupa ülkelerine de insani bir model sunabileceğini savunuyor.

Orta Akdeniz’deki göç yollarının kapatılması, insan hakları savunucuları tarafından eleştirilirken, mülteci krizi devam ediyor. Widmer’in önerisi, özellikle savunmasız grupların – kadınlar, çocuklar ve yaşlılar – tehlikeli deniz yolculuklarına çıkmadan koruma altına alınabilmesini hedefliyor.

İnsan Kaçakçılığına Karşı Mücadele

Widmer, insan kaçakçılarının yasal göç yollarının eksikliğinden faydalandığını vurguluyor. Büyükelçiliklerde iltica başvuru imkânı, bu suç ağlarını zayıflatabilir ve mültecilerin güvenli yollarla koruma altına alınmasını sağlayabilir. Yasal yolların yokluğu, göçmenleri hayatlarını riske atmaya itiyor. Widmer, bu tehlikeli duruma karşı büyükelçilik iltica başvurusunun etkili bir çözüm olacağını savunuyor.

Sonuç

Orta Akdeniz’de yaşanan boğulma vakalarına ve mülteci krizine karşı Céline Widmer’in teklifi, insani bir çözüm sunmayı amaçlıyor. Göçmenlerin hayatını kurtarabilecek bu öneri, İsviçre’nin tarihi insani rolüne vurgu yaparken, diğer Avrupa ülkelerine de örnek olmayı hedefliyor.

#Mülteciler #CélineWidmer #Büyükelçilikteİltica #AkdenizTrajedisi #İnsanHakları #schweiz #suisse #svizzera #svizra #switzerland #İsviçreninsesi #asyl #sığınma #kaçak

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler