Connect with us

Gündem

Almanya’dan Afganistan’a 1000 Avro Harçlıkla Suçlu Geri Gönderme Uçuşu

yazar

Published

on

Almanya, Taliban’ın iktidara gelmesinden bu yana ilk kez suç işleyen Afganları Afganistan’a geri gönderdi. Bu tarihî olay, hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı.

Uçuş Detayları ve Hazırlık

Geçtiğimiz Cuma sabahı, Almanya’nın Leipzig Havalimanı’ndan, 28 suçlu Afgan’ın bulunduğu bir charter uçuşu kalktı. Uçak, Qatar Airways’e ait bir Boeing 787 modeliydi. Bu uçuş, Almanya’nın içişleri bakanlığı tarafından organize edildi ve Katar Emiri’nin aracı olarak katkıda bulunduğu bir diplomatik girişimle gerçekleştirildi. Uçuş öncesi her bir Afgan’a 1000 Euro nakit para verildi. Bu işlem, yaklaşık iki aydır hazırlık aşamasındaydı ve ülke çapındaki çeşitli eyaletlerden getirilen suçlular, Almanya’dan ayrıldı.

Sembolik Anlamı

Bu uçuşun gerçekleştirilmesi, birkaç önemli olayla örtüşüyor. Uçuş, Solingen’deki bıçaklı saldırıdan bir hafta sonra ve Thüringen ile Saksonya eyaletlerindeki seçimlerden hemen önce yapıldı. Bu durum, uçuşun sadece operasyonel değil, aynı zamanda politik bir sembol taşıdığını gösteriyor. Solingen’deki saldırıda üç kişi hayatını kaybetmiş ve sekiz kişi ağır yaralanmıştı. Saldırıyı gerçekleştirdiği iddia edilen 26 yaşındaki bir Suriyeli, saldırının ardından tutuklandı ve olayın İslamcı bir arka planı olduğu düşünülüyor. Bu saldırı, Almanya’da geri gönderme ve göçmen politikaları hakkında geniş bir tartışma başlattı.

Katar’ın Rolü ve Taliban ile İlişkiler

Almanya hükümeti, bu geri gönderme işlemi için doğrudan Taliban ile görüşmek yerine, Katar’ın aracılığına başvurdu. Katar’ın Taliban ile sağlam bağlantıları olduğu belirtiliyor ve Almanya, Taliban’ın bu kişilere insanca davranacağına inanıyor. Doha yönetiminin, Taliban üzerindeki etkisi sayesinde bu işlemin sorunsuz bir şekilde yapılması hedefleniyor.

Gelecek Planları

Almanya İçişleri Bakanı Nancy Faeser, Almanya’nın kısa vadede Suriye ve Afganistan’a yönelik daha fazla geri gönderme ve deportasyon gerçekleştireceğini duyurdu. Bu süreç, Solingen saldırısından önce başlamış olan geniş çaplı bir geri dönüş ve deportasyon paketinin parçası olarak planlanıyor.

Sonuç ve Etkiler

Bu uçuş, Almanya’nın göçmen politikalarının ve güvenlik önlemlerinin önemli bir parçası olarak görülüyor. Hem iç politikada hem de uluslararası ilişkilerde büyük bir etki yaratacak bu gelişme, gelecekteki geri gönderme politikalarının ve uluslararası iş birliklerinin nasıl şekilleneceğine dair önemli ipuçları sunuyor.

#Almanya #Afganistan #SuçluGeriGönderme #GöçmenPolitikası #Uluslararasıİlişkiler #Katar #AvrupaGündemi #Suçluİade #GeriGönderme #PolitikGelişmeler #CeplerineHarçlık #MülteciPolitikası #GeriGöndermeUçuşu #AlmanyaHaberleri #AfganistanHaberleri

Continue Reading
Click to comment

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

TÜBİNGEN’DE YILLAR SONRA GÖNDERİLEN COVID-19 TEST FATURALARI TEPKİ ÇEKİYOR

yazar

Published

on

By

TÜBİNGEN – COVID-19 pandemisi sırasında Tübingen Üniversite Kliniği’nde hızlı test yaptıran ziyaretçiler, yıllar sonra gelen test faturalarıyla karşılaştı. Bonn merkezli “CSZ Corona Schnelltest Zentrum UG” adlı şirket, 2022 yılında yapılan testler için şimdi fatura göndermeye başlamış durumda. İlgili faturaların gecikmiş olması, kliniği ziyaret eden birçok kişide şaşkınlık ve rahatsızlık yarattı. Ziyaretçilerden bazıları, yıllar sonra gelen bu beklenmedik ödeme taleplerinin yasal olup olmadığını sorguluyor.

Klinik: “Test Sorumluluğu Şirketin”

Tübingen Üniversite Kliniği yetkilileri, pandeminin yoğun döneminde test taleplerine yanıt verememeleri nedeniyle, test hizmetini “CSZ Corona Schnelltest Zentrum UG” adlı bağımsız bir şirkete devretmek durumunda kaldıklarını açıkladı. Klinik sözcüsü, test istasyonlarının hastane binasına kurulduğunu ancak işlemlerin tamamen şirket tarafından yönetildiğini belirtti. Test yaptıran kişilerle şirket arasında yapılan olası ödeme anlaşmalarının detaylarına dair ise kliniğin bir bilgisi bulunmuyor. Yetkililer, bu durumda olan kişilere sözleşme ayrıntılarını öğrenmeleri için doğrudan şirketle iletişime geçmelerini tavsiye ediyor.

Gecikmeli Faturaların Nedeni: Mali Denetim

CSZ Corona Schnelltest Zentrum UG’nin genel müdürü Sandro Heinemann, SWR’ye yaptığı açıklamada, gecikmiş faturaların nedenini bir mali denetimde ortaya çıkan eksikliklere dayandırdı. Heinemann’a göre, denetim sırasında 2022 yılına ait 70.000 Euro değerinde yüzlerce ödenmemiş fatura tespit edildi. Şirket, geç de olsa hizmetlerin kanıtlanabilir olduğunu belirterek, bu faturaların yasal olduğunu ve ödeme yapılması gerektiğini savunuyor.

Ancak bazı hastalar, test başına gelen 3 Euro’luk bu faturaların, testlerin üzerinden iki yıl geçtikten sonra tahsil edilmesinin makul olup olmadığını sorguluyor. Fatura alan kişilerden biri, kliniğe yalnızca bir test için girdiğini belirttiği halde, iki farklı fatura aldığını dile getirerek uygulamanın adil olmadığını ifade etti.

Ödeme Yapmayanlar İçin Yasal İşlem Endişesi

Kimi ziyaretçiler, ödeme yapmadıkları takdirde daha yüksek masraflarla karşılaşacaklarından endişe ediyor. Konstanz bölgesinden bir kişi, SWR’ye yaptığı açıklamada, 6 Euro’luk iki fatura ödemesini sırf bu nedenle yaptığına dikkat çekerek, “Ödemezsem peşime mahkeme veya tahsilat masrafları çıkabilir” dedi.

Tüketici Koruma Kuruluşları İncelemede

Yaşanan gelişme sonrası, Baden-Württemberg Tüketici Koruma Merkezi de durumu incelemeye aldı. Tüketici hakları konusunda uzmanlar, bu tür geç gelen ödeme taleplerinin yasal olup olmadığını gözden geçiriyor. Tüketici Koruma Merkezi, özellikle faturaların zaman aşımı veya eksik bilgilendirme gibi konular nedeniyle geçerliliği konusunda bir sonuca varmak için çalışma başlattı.

Yaşanan bu beklenmedik ödeme talepleri, pandemi dönemindeki olağanüstü uygulamaların hala etkisini sürdürdüğünü ve tüketici haklarının ne ölçüde korunduğu konusunda soru işaretlerine yol açıyor.

#Tübingen #COVID19 #CoronaTest #GecikmişFaturalar #TüketiciHakları #İsviçre #Pandemi #Almanya #SağlıkSistemi #TüketiciKoruma

Continue Reading

Dünya

SURİYELİ MÜLTECİ, TÜRKİYE VATANDAŞLIĞINI GİZLEYEREK 200 BİN AVROYA YAKIN SOSYAL YARDIM ALDI

yazar

Published

on

By

Söz konusu, 13 Ağustos 2014 ile 22 Ocak 2024 tarihleri arasında bir Suriyeli mültecinin, Avusturya’dan usulsüz olarak elde ettiği 197.340 Euro tutarındaki önemli bir meblağ. Peki, bu kişi gerçekten Türk mü? Yoksa her ikisi de mi? Her halükarda, 62 yaşındaki sanık, Eisenstadt Bölge Mahkemesi’ndeki duruşmasında Kürtçe bilen bir tercümanın yardımına başvurdu.


Burgenland, Avusturya – Bir Suriyeli mültecinin, sahip olduğu Türk vatandaşlığını gizleyerek, Avusturya’dan yaklaşık 200.000 Euro tutarında haksız sosyal yardım aldığı iddia ediliyor. 62 yaşındaki mülteci, 2014 yılından itibaren Avusturya’dan düzenli olarak yardımlar alırken, Türk vatandaşlığını açıklamayı bilerek sakladı. Şimdi, yasal makamlar, yıllarca aldığı yardımların ve yapılan işlemlerin hukuki durumunu araştırıyor.

Olayın Başlangıcı: Haksız Yardım İddiası

Söz konusu olay, 2013 yılında Suriye’den kaçan ve Avrupa’ya sığınan 62 yaşındaki mülteci ile başladı. Mülteci, Avusturya’ya geldiği sırada sadece Suriyeli olduğunu bildirdi ve bu açıklama üzerinden kendisine, 13 Ağustos 2014 ile 22 Ocak 2024 arasında toplamda 197.340 Euro tutarında sosyal yardım ödemesi yapıldı. Ancak, mültecinin 2010 yılından beri Türk vatandaşlığına sahip olduğu, başvuruda bu durumu açıklamayı tercih etmediği ortaya çıktı. Bu durum, ödemelerin yasal olup olmadığı konusunda ciddi bir soru işareti oluşturdu.

“Sadece Suriyeliyim, Başka Bir Şey Sormadılar”

Mahkemede, mülteci, başvurusu sırasında sadece Suriyeli olduğunu belirttiğini ve bu konuda kendisinden başka bir bilgi talep edilmediğini ifade etti: “Suriyeli olduğumu söyledim, ve başka bir şey sormadılar.” Mülteci, başlangıçta yaşadığı bu deneyimi, kendi lehine yorumladı ve yasal süreçte eksik bilgi verdiği yönündeki eleştirileri reddetti. Ancak, gerçekler ortaya çıktığında, söz konusu bilgilerin saklanması, mültecinin yalnızca maddi kazanç sağlamayı amaçladığı izlenimini yarattı.

Sosyal Yardımın Başlangıcı ve Süreç

Mülteci, Avusturya’ya geldikten sonra Burgenland’a yerleşti ve burada kendisi ve ailesi için sosyal yardım başvurusunda bulundu. Yardımlar, her ay 1630 Euro olarak ödenmeye devam etti. Mülteci, başvurusunda Suriyeli olduğunu belirttikten sonra, bu yardım ödemelerinin sekiz yıl boyunca aralıksız olarak süregeldiği belirtiliyor. Ancak, bu ödemelerin arkasında yasal bir engel bulunup bulunmadığı, şimdi yargı tarafından değerlendirilmeye alındı.

Türk Vatandaşlığını Sonradan Açıkladı

2017 yılında, mültecinin Türkiye’ye annesini ziyaret etmek amacıyla seyahat etmeyi planladığı ortaya çıktı. Ancak, Türk Konsolosluğu tarafından vize başvurusu reddedildi. Vize başvurusu sürecinde, mülteci Türk vatandaşlığını açıklamak zorunda kaldı. Bu itiraf, hem Türk pasaportunu almasını sağladı hem de önemli bir sorun ortaya çıkardı. Çünkü, eğer mülteci, başvurusu sırasında çift vatandaşlığını bildirmiş olsaydı, Avusturya hükümeti muhtemelen onu Türkiye’ye geri gönderecekti. Dolayısıyla, olumlu bir sığınma kararı verilmesi ve sosyal yardımların ödenmesi mümkün olmayacaktı.

Yargılama Süreci ve Savunma

Davanın görüldüğü Landesgericht Eisenstadt (Eisenstadt Bölge Mahkemesi) sırasında, mültecinin avukatı, müvekkilinin durumunun ciddiyetini ve süreci düzgün bir şekilde izlediğini öne süren çeşitli belgeler sundu. Bu belgeler arasında, mültecinin önceki pasaportları, askeri hizmet belgesi, aile cüzdanı ve bir kredi kartı yer aldı. Ancak, bu belgelerin yalnızca kişinin Suriyeli kimliğini doğruladığı ve sosyal yardımların yasallığını kanıtlamadığı ifade ediliyor.

Yargıç, sürecin nihai kararını vermeden önce, mülteciye verilen olumlu sığınma kararının iptal edilip edilmediğini bekleyeceğini açıkladı. Bu, davanın ilerleyen süreçte yeniden görülmesine karar verildiği anlamına geliyor.

Hukuki Belirsizlik ve Sosyal Yardımların Durumu

Mahkeme, mültecinin aldığı sosyal yardımların yasal olup olmadığı konusunda kesin bir karar verilebilmesi için, mülteciye verilen olumsuz sığınma kararının kesinleşmesini bekleyecek. Bu aşama, Avusturya’da sosyal yardım alan sığınmacıların yasal durumu konusunda önemli bir örnek teşkil edebilir. Eğer mültecinin yaptığı başvurudaki bilgi eksiklikleri doğrulanırsa, yıllar süren ödemeler geri alınabilir ve yasal işlemler başlatılabilir.

Bu dava, Avusturya’da sığınmacıların başvurularındaki şeffaflık ve doğruluk konusunda ciddi bir uyarı işareti oluşturuyor.

#Suriye #TürkVatandaşlığı #Burgenland #Avusturya #SosyalYardım #MülteciDavası #SığınmaBaşvurusu #HaksızYardım #Yasalİşlem #EisenstadtMahkemesi #VatandaşlıkGizleme #YargıSüreci #SosyalYardımHukuku #AvusturyaHukuku #SosyalYardımSistemi #ÇiftVatandaşlık #YardımSüreci #AvusturyaSığınmacıYasa

Continue Reading

Gündem

ALMAN MEDYASINA GÖRE, 17 YAŞINDAKİ ALMAN – TÜRK BİR GENÇ NOEL PAZARI İÇİN TIRLA SALDIRI PLANLADI

yazar

Published

on

By

Alman medyasına göre, geçtiğimiz hafta Almanya’nın Schleswig-Holstein eyaletine bağlı Elmshorn şehrinde, 17 yaşındaki bir Alman-Türk, Noel pazarına yönelik büyük bir saldırı planı yaparken güvenlik güçlerince yakalandı. İddiaya göre, genç, 2016’daki Berlin Noel pazarı saldırısına benzer şekilde bir TIR kullanarak bu eylemi gerçekleştirmeyi amaçlıyordu.

Planın Detayları ve İhbar
Polis, saldırı planının, Almanya’daki güvenlik birimlerinin aldıkları bir ihbar üzerine ortaya çıktığını belirtti. İhbarın kaynağının, bir Amerikan istihbarat servisi olduğu ifade edildi. İstihbarat bilgisiyle harekete geçen Alman yetkililer, 17 yaşındaki şüpheliyi Elmshorn’da gözaltına alarak, saldırıyı engellemeyi başardı.

Arka Plan
Olayla ilgili soruşturmaları yürüten Alman Başsavcısı Bernd Winterfeldt, yaptığı açıklamada saldırının arkasında radikal islamcı bir motivasyon olduğunu belirterek, şüphelinin “ağır devlet düşmanı şiddet eylemi hazırlığı” ve “cinayet teşebbüsü” suçlamalarıyla tutuklandığını açıkladı. Winterfeldt, saldırı planının ciddi bir tehdit oluşturduğunu ve güvenlik güçlerinin zamanında müdahalesinin büyük bir felaketi engellediğini vurguladı.

Saldırı Planı ve Saldırıya Benzerlik
Genç, TIR ile Noel pazarına saldırmayı planlamış. Bu saldırı planı, 2016 yılında Berlin’deki Breitscheidplatz’ta meydana gelen ve 13 kişinin ölümüne, onlarca kişinin ise yaralanmasına yol açan saldırıya benzer olduğu belirtiliyor. 2016’daki saldırıyı gerçekleştiren Anis Amri, yine bir TIR kullanarak kalabalık bir alanda terör eylemi yapmıştı.

Soruşturma ve Yasal Süreç
Soruşturma sürerken, şüphelinin, saldırı için gerekli olan tüm hazırlıkları yaptığı ve saldırı için uygun bir TIR kiralama planları yaptığı belirtiliyor. Şüpheli hakkında şu anda Almanya’daki terörizmle mücadele yasaları uyarınca soruşturma başlatıldı ve hakim tarafından “cinayet teşebbüsü” suçlamasıyla tutuklama kararı verildi. Ayrıca, soruşturma kapsamında, saldırının arkasında başka kişiler ya da bir organizasyonun olup olmadığı araştırılmakta.

Alman güvenlik birimleri, saldırı planının iptal edilmesinin ardından, tüm şüpheli bağlantıları ve olası yeni tehditleri araştırmaya devam ediyor.

Saldırı Planının Arka Planı
Alman yetkililer, 17 yaşındaki gencin, ideolojik olarak radikal bir grup ya da kişiyle bağlantılı olup olmadığını araştırıyor. Genç, Almanya’daki radikal islami grupların ideolojilerine yakın bir tavır sergileyen bir geçmişe sahip olabileceği düşünülüyor. Ancak, şu an için kesin bir bağlantı olmadığı ve tüm olasılıkların araştırıldığı belirtildi.

Alman Güvenlik Birimlerinin Müdahalesi
Saldırıyı engelleyen güvenlik birimleri, bu tür tehditlere karşı olan hazırlıkları ve çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, vatandaşların herhangi bir şüpheli durumu yetkililere bildirmeleri çağrısında bulundu. Alman hükümeti ve güvenlik güçleri, tüm ulusal güvenlik önlemleri çerçevesinde bu tür tehditleri engellemeye kararlılıklarını sürdüreceklerini ifade etti.

#Almanya #Terror #LKW #Schleswig-Holstein #Güvenlik #NoelPazarı #Radikalizm #Terörizm #SaldırıPlanı #AlmanTürk #deutschland #alman #avrupa #radikal #

Continue Reading
Advertisement

Trendler