Sosyal Medya

İsviçre

İsviçre Madencilik İhlallerinde Çin’i Geride Bırakıyor

yazar

Yayınlayan

on

Madencilik alanında insan hakları ihlalleri sıkça yaşanıyor ve bu ihlallerin birçoğu İsviçre merkezli şirketlerde meydana geliyor.

Tamedia’dan İsviçreli Gazeteci Marcel Urech’in altta yazdığı haberin özeti:

Madencilik sektöründe yaşanan insan hakları ihlalleri:

  • 2010-2023 arasında 631 insan hakları ihlali bildirildi.
  • Çoğu İsviçre merkezli şirketlere ait.

İsviçre’nin rolü:

  • İsviçre merkezli şirketler, Çin’den sonra en fazla ihlalle suçlanıyor.
  • Özellikle Glencore ve Solway gibi şirketler öne çıkıyor.

Madencilik Sektöründe İnsan Hakları İhlalleri

  • İsviçre merkezli şirketlerin liderlik ettiği madencilik sektöründe insan hakları ihlalleri sıkça yaşanıyor.
  • Enerji dönüşümü için önemli olan minerallerin çıkarımı sırasında çevre, işçi ve yerli halk haklarına yönelik ciddi ihlaller rapor ediliyor.

İsviçre’nin İnsan Hakları İhlallerindeki Rolü

  • BHRRC’ye göre, 2010-2023 yılları arasında İsviçre merkezli şirketler, insan hakları ihlalleri açısından Çin merkezli şirketlerden daha fazla suçlanıyor.
  • Özellikle Glencore ve Solway gibi büyük İsviçre merkezli şirketler, ihlallerin odak noktasında bulunuyor.

Şirket Sorumluluğu ve Yasal Düzenlemeler

  • İsviçre’nin insan hakları ihlallerinde öne çıkması, yetersiz şirket sorumluluğu yasalarıyla ilişkilendiriliyor.
  • Avrupa’daki diğer ülkelerin aksine, İsviçre’de şirketlerin uluslararası faaliyetlerinde insan haklarına yönelik yeterli yasal düzenlemeler bulunmuyor.

Gelecek İçin İyileştirme ve Sorumluluk Artırımı

  • İsviçre’nin uluslararası alanda daha etik ve sorumlu bir yaklaşım benimsemesi gerekiyor.
  • Şirketlerin sürdürülebilirlik ve insan haklarına saygı konusundaki sorumluluklarını artırması ve yasal düzenlemelerin güçlendirilmesi gerekiyor.
  • Haberin Ayrıntıları:

Enerji dönüşümü için hayati öneme sahip olan boksit, kobalt, bakır, lityum, mangan, nikel ve çinko gibi minerallerin çıkarımı, insan hakları ihlalleriyle gündeme geliyor. Business & Human Rights Resource Centre (BHRRC) tarafından yayınlanan rapora göre, bu ihlallerin büyük bir kısmı İsviçre merkezli şirketlerde yaşanıyor.

İsviçre Negatif Sıralamada Birinci Sırada

2010 ile 2023 yılları arasında BHRRC’ye toplam 631 insan hakları ihlali iddiası bildirildi. Bu iddiaların üçte ikisinden fazlası 20 şirkete ait olup, bu şirketlerin yarısı tüm ihlallerin sorumlusu olarak gösteriliyor. Çin merkezli şirketler 95 ihlalle öne çıkarken, İsviçre merkezli şirketler 96 ihlalle daha kötü bir performans sergiliyor ve sıralamada ilk sıraya yerleşiyor.

İsviçre Merkezli Şirketler İhlallerin Odağında

İsviçre merkezli Glencore ve Solway gibi büyük şirketler, insan hakları ihlalleri konusunda başı çekiyor. Bu şirketler, madencilik faaliyetleri sırasında çevre hakları, yerli halkların hakları ve işçi hakları gibi alanlarda ciddi ihlallerle suçlanıyor. Özellikle, çevreye zarar verme, çalışma koşullarının kötü olması ve yerel toplulukların yaşam alanlarının ihlal edilmesi gibi konular öne çıkıyor.

Küresel Enerji Dönüşümünde İnsan Hakları

Enerji dönüşümü için gerekli olan minerallerin çıkarımı sırasında yaşanan bu ihlaller, küresel ölçekte enerji politikalarının insan haklarına etkisini de gündeme getiriyor. İsviçre’nin bu alanda kötü bir performans sergilemesi, ülkenin uluslararası alanda insan haklarına verdiği önemi sorgulatıyor.

İnsan Hakları ve Şirket Sorumluluğu

İsviçre’nin insan hakları ihlallerinde öne çıkması, şirket sorumluluğu yasalarının yetersizliğiyle de ilişkilendiriliyor. İsviçre, Avrupa’da bu konuda etkili bir yasal düzenlemeye sahip olmayan nadir ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Bu durum, İsviçre merkezli şirketlerin yurt dışındaki faaliyetlerinde insan haklarına yeterince saygı göstermemelerine neden oluyor.

Bu rapor, enerji dönüşümü ve sürdürülebilir madencilik uygulamaları açısından insan haklarının korunmasının önemini bir kez daha vurguluyor. İsviçre’nin bu alanda iyileştirmeler yapması ve şirketlerin sorumluluklarını artırması gerektiği açıkça görülüyor.

En Fazla Şikayet Alan Şirketler

İnsan hakları ihlalleri konusunda en çok şikayet alan on şirket şu şekilde sıralanıyor:

  1. China Minmetals (Çin, 72 şikayet)
  2. Glencore (İsviçre, 71 şikayet)
  3. Grupo México (Meksika, 34 şikayet)
  4. First Quantum Minerals Canada (Kanada, 25 şikayet)
  5. Codelco (Şili, 24 şikayet)
  6. Freeport-McMoRan (ABD, 24 şikayet)
  7. Solway Group (İsviçre, 21 şikayet)
  8. Minera Los Pelambres (Şili, 19 şikayet)
  9. Antamina (Peru, 18 şikayet)
  10. Tenke Fungurume Mining (Demokratik Kongo Cumhuriyeti, 14 şikayet)

Geçen yıl, madencilik sektöründe 91 insan hakları ihlali iddiası bildirildi. Bu ihlallerin çoğu yerli halkların hakları, işçi hakları ve ölüm vakalarıyla ilgiliydi. Ayrıca, çevre ve arazi haklarının ihlali de sıkça görüldü. İsviçre’nin bu olumsuz sıralamada yer almasının başlıca nedenleri, Glencore ve Solway gibi şirketlerin 2010-2023 yılları arasında 92 ihlal gerçekleştirmiş olmasıdır.

Merkezleri İsviçre’de bulunan Glencore ve Solway, sektörde önemli iki şirket.

İnsan Hakları İhlallerinde Öne Çıkan Madencilik Lokasyonları

Madencilik faaliyetlerinin insan hakları üzerindeki olumsuz etkileri çeşitli lokasyonlarda yoğunlaşmış durumda. Business & Human Rights Resource Centre (BHRRC) tarafından yapılan araştırmalar, aşağıdaki madencilik sahalarının en fazla insan hakları ihlali bildirilmiş yerler olduğunu gösteriyor:

  1. Las Bambas (Peru, 68 ihlal)
  2. Tintaya; Antapaccay (Peru, 23 ihlal)
  3. Fenix (El Estor, Guatemala, 21 ihlal)
  4. Los Pelambres (Şili, 19 ihlal)
  5. Antamina (Peru, 18 ihlal)
  6. Buenavista del Cobre (Meksika, 15 ihlal)
  7. Tenke Fungurume (Demokratik Kongo Cumhuriyeti, 14 ihlal)
  8. Escobal Mine (Guatemala, 13 ihlal)
  9. Cerro Matoso (Kolombiya, 12 ihlal)

Şirket Sorumluluğu? İsviçre’de Yok

Business & Human Rights Resource Centre’ın (BHRRC) son raporu, İsviçre merkezli bazı büyük şirketlerin insan hakları ihlallerine karıştığını bir kez daha ortaya koyuyor. Bu durumu değerlendiren Dominique de Buman, eski Milli Meclis üyesi ve Şirket Sorumluluğu Koalisyonu yönetim kurulu üyesi, “Bu sıralama, İsviçre’de bazı büyük şirketlerin problematik işlere karıştığını açıkça gösteriyor” dedi.

İsviçre’nin Yasal Eksikliği

De Buman, İsviçre’nin yakında Avrupa’da şirket sorumluluğu konusunda etkili bir yasaya sahip olmayan tek ülke olacağını belirtti. Avrupa’nın diğer ülkeleri şirketlerin insan hakları ve çevresel sorumluluklarına yönelik yasal düzenlemeler yaparken, İsviçre bu konuda geri kalmış durumda. De Buman, “İsviçre’de halen sağlam bir şirket sorumluluğu yasası bulunmuyor” diye ekledi.

Küresel Standartlara Uyumun Önemi

Bu eksiklik, İsviçre merkezli şirketlerin yurt dışındaki faaliyetlerinde insan hakları ihlallerine yol açan uygulamalar yapmasına neden oluyor. Avrupa Birliği’nin şirketlerin küresel operasyonlarında insan hakları ve çevresel sorumluluklarını düzenleyen yasaları sıkılaştırması, İsviçre’yi bu alanda geride bırakıyor.

İsviçre’nin Geleceği ve Şirket Sorumluluğu

İsviçre’nin, uluslararası alanda daha iyi bir insan hakları performansı sergilemesi ve şirketlerinin sorumluluklarını artırması için bu konuda acil adımlar atması gerekiyor. Şirket sorumluluğu yasalarının güçlendirilmesi, İsviçre’nin küresel insan hakları standartlarına uyum sağlamasına yardımcı olacaktır.

Şirket Sorumluluğu Yasası Gerçekten Değişim Yaratır mı? İsviçre Örneği

İsviçre’de şirket sorumluluğu yasasının kabul edilip edilmeyeceği tartışmaları sürerken, Dominique de Buman bu tür bir yasanın Peru, Şili veya Meksika gibi ülkelerdeki durumları değiştirebileceğini belirtiyor. De Buman, “Evet,” diyerek, İsviçre merkezli şirketlerin insan haklarına riayet etmelerini ve örneğin, zehirli atık sularını nehirlere boşaltmalarını engelleyebileceğini vurguluyor. Şu anda, İsviçre’de bu tür davranışlar için şirketleri sorumlu tutacak bir mekanizma bulunmuyor.

İsviçre Avrupa’da Bir İstisna

De Buman, Kasım 2020’de yapılan şirket sorumluluğu yasası referandumunu hatırlatıyor. Bu girişim, kantonların çoğunluğunun desteğini alamayarak başarısız oldu, ancak halkın %50’den fazlası bu yasa lehine oy verdi. De Buman, “Artık hatalı şirketleri cezalandırma imkanı getirilmelidir” diyor.

Yasaların Güçlendirilmesi Gerekiyor

İsviçre, Avrupa’da şirket sorumluluğu konusunda etkili bir yasaya sahip olmayan nadir ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Avrupa Birliği, şirketlerin küresel operasyonlarında insan hakları ve çevresel sorumluluklarını düzenleyen yasaları sıkılaştırırken, İsviçre bu konuda geri kalmış durumda. De Buman, bu eksikliğin giderilmesi gerektiğini ve İsviçre’nin küresel insan hakları standartlarına uyum sağlaması için acil adımlar atılması gerektiğini savunuyor.

Bu durum, İsviçre’nin enerji dönüşümü ve sürdürülebilir madencilik uygulamaları açısından daha etik ve sorumlu bir yaklaşım benimsemesini gerektiriyor. Şirketlerin faaliyetlerinin çevresel ve sosyal etkilerini dikkate alarak, daha sürdürülebilir ve insan haklarına saygılı bir şekilde hareket etmeleri gerektiği açıkça görülüyor.

İsviçre’nin Avrupa’daki konumu, şirket sorumluluğu konusunda tartışmalara yol açıyor. Federal Hükümet, İsviçre’nin Avrupa’da bir istisna olmaması gerektiği argümanıyla bu girişimi reddetti. Ancak şu anda durumun tam tersi olduğunu söylemek mümkün: Avrupa Birliği (AB), şirketlerden dünya çapında insan hakları ve çevre standartlarına uymalarını talep ederken, İsviçre’de bu konuda etkili bir yasa bulunmuyor.

Haberin Devamını Oku
Yorum Yapın

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Gündem

İSVİÇRE’DE EKİM AYINDA YENİ YASALAR YÜRÜRLÜĞE GİRİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

Ekim 2024 itibarıyla İsviçre’de birçok yeni yasa ve düzenleme yürürlüğe girecek. Bu değişiklikler, bireylerin ve toplumun günlük yaşamını önemli ölçüde etkileyecek. İşte dikkat çeken düzenlemeler:

Kısa Özeti

  • Yeni kurallar: İkinci konutlar için düzenlemeler değişiyor.
  • Plastik atıklar için yeni toplama sistemi: Başlıyor.
  • Basel-Stadt’ta vatandaşlık ücreti: 300 Frank’tan 150 Frank’a düşüyor.

1. İKİNCİ KONUTLARDA YENİ DÜZENLEME

İsviçre’de, ikinci konut oranı %20’yi aşan belediyelerde yeni tatil konutları inşa edilmesi yasaktı. Ancak, 1 Ekim 2024 itibarıyla bu yasak esnetiliyor. Bu tarihten sonra, mevcut eski konutların yenilenmesi sırasında ek konutlar inşa etme imkanı sunulacak. Ayrıca, mevcut konutların büyüklüğü %30 oranında artırılabilecek. Yani, mevcut konutlar daha fazla yaşam alanı sunacak şekilde dönüştürülebilecek. Bu değişiklik, hem yerel ekonomiyi canlandırmayı hem de konut ihtiyacını karşılamayı hedefliyor.

2. YENİ Tütün ÜRÜNLERİ YASASI

Yeni Tütün Ürünleri Yasası, 1 Ekim 2024’te yürürlüğe girecek. Bu yasa, 18 yaş altındaki bireylere tütün ürünleri satışını yasaklıyor. Ayrıca, reklam kısıtlamaları getirilecek ve hem geleneksel hem de elektronik sigaralar için sıkı düzenlemeler uygulanacak. Yasa, gençlerin tütün ve nikotin bağımlılığından korunmasını hedefliyor.

3. PLASTİK ATIKLAR İÇİN YENİ TOPLAMA SİSTEMİ

Ekim ayından itibaren, plastik ambalajlar ve içecek kartonları için yeni bir toplama torbası sistemi devreye girecek. Tüketiciler, bu torbaları satın alarak plastik atıkları ayrı bir şekilde atabilecekler. Geri dönüşüm noktaları, her belediyeye göre değişiklik gösterecek. Bu sistem, plastik atıkların daha verimli bir şekilde geri dönüşümünü sağlamayı amaçlıyor.

4. FEDERAL YÖNETİMDE YENİ DAVRANIŞ KODU

1 Ekim 2024’ten itibaren federal yönetim personeli için yeni bir davranış kodu uygulanacak. Bu kod, cinsiyetçi davranışlar, cinsel taciz, zorbalık ve ayrımcılığa karşı sıfır tolerans ilkesini benimsiyor. Ayrıca, sosyal medya kullanımı ve bilgi güvenliği konularında eğitimler verilecek. Bu değişiklik, kamu hizmetinin kalitesini artırmayı hedefliyor.

5. KANTONLARDAKİ DEĞİŞİKLİKLER

  • Solothurn’da Yeni Çakıl Bahçeleri Yasak: 1 Ekim 2024’ten itibaren Solothurn kantonunda yeni çakıl bahçeleri inşa edilmesi yasaklanacak. Ancak mevcut bahçelerin bitki örtüsüyle kaplı olması durumunda, bu bahçeler izinli sayılacak.
  • Basel-Stadt’ta Vatandaşlık Ücreti Düşürüldü: Basel-Stadt kantonunda, vatandaşlık ücreti 300 Frank’tan 150 Frank’a indirildi. 19 yaşına kadar olan bireyler için başvuru ücreti tamamen ücretsiz olacak.

SÜRÜCÜ BELGESİ UYARISI

1 Kasım 2024’te mavi sürücü belgeleri geçersiz olacak. Bu belgeleri olanların, Ekim ayı içinde yeni kart formatındaki belgelerle değiştirmeleri gerekiyor. Aksi halde, ceza riskiyle karşılaşacaklar.

Bu yeni düzenlemeler, İsviçre’de yaşamı etkileyen önemli değişiklikler.

#İsviçre #Yasalar #Düzenlemeler #Sürdürülebilirlik #TütünÜrünleri #İkinciKonut #PlastikAtık #Basel #Solothurn #schweiz #suisse #svizra #svizzera #switzerland #haberler #isviçrehaberleri #isviçreninsesi #svizzera #tessin #bern #luzern #zürich #zürih

Haberin Devamını Oku

Gündem

İNTİHAR KAPSÜLÜNE BÖYLE GİRDİ – SON FOTOĞRAF

yazar

Yayınlayan

on

By

Schaffhausen, 25 Eylül 2024 – Schaffhausen’de, Sarco isimli intihar kapsülünün ilk kullanımı sırasında 64 yaşındaki bir Amerikalı kadın yaşamına son verdi. Olay, bölgedeki ormanlık alanda gerçekleşti ve kadının son anlarına tanıklık eden bir Hollandalı fotoğrafçı, bu durumu detaylı bir şekilde anlattı.

Kadın, Sarco kapsülünün önünde kısa bir dua ettikten sonra tereddüt etmeden kapsüle girdi ve uzandı. 24 saat geçerli olan bir erişim kodu kullanarak bilgisayar programını aktive etti. Bir robot sesi ona birkaç soru yöneltti ve son olarak, “Eğer ölmek istiyorsanız bu düğmeye basın” dedi. Kronik bir hastalıkla mücadele eden kadın, bir an bile tereddüt etmeden düğmeye bastı.

Birkaç dakika sonra, kapsülün içindeki oksijen azot gazıyla değiştirildi ve saat 16:01’de kadın ölü olarak ilan edildi. Olayı gözlemleyen fotoğrafçı, kadının ölümünün “huzurlu ve acısız” geçtiğini belirtti.

Yasal Süreç ve Açıklamalar

Sarco kapsülünü ortaya çıkaran Philip Nitschke, 77 yaşında ve Hollanda’da yaşıyor. İsviçre’deki olaya ilişkin incelemeleri yürüten Schaffhausen Savcılığı, tutuklamalar hakkında detaylı bilgi vermedi. Ancak raporlara göre, Amerikan kadın dışında dört kişi daha olay anında oradaydı; bunlar arasında fotoğrafçı ve “The Last Resort”un başkan yardımcısı olan psikolog Florian Willet de bulunuyordu.

Kadın, kapsüle girmeden önce iki yıl boyunca yaşadığı ciddi sağlık sorunlarına dair bir açıklama yapmak zorundaydı ve iki oğlu, kararını tamamen desteklediklerini ifade etti.

Hukuki Süreç Devam Ediyor

Olaydan sonra, “The Last Resort” adlı yardım kuruluşunun bazı yetkilileri geçici olarak gözaltına alındı. Bu kuruluş, Sarco kapsülünü ilk kez kullanan organizasyon olarak biliniyor. Schaffhausen Savcılığı, gözaltına alınanlara karşı intihar konusunda yardım ve teşvik suçlamasıyla soruşturma başlattı. Üç kişi serbest bırakılırken, fotoğrafcı ve kuruşunun başkan yardımcısının tutukluluk hali devam ediyor.

İsviçre Sağlık Bakanı Elisabeth Baume-Schneider, Sarco kapsülünün yasadışı olduğunu belirterek, “Bu cihaz, ürün güvenliği yasalarına ve kimyasal düzenlemelere aykırı” ifadelerini kullandı.

#SarcoKapsül #İsviçre #SonSeçim #Özgürİrade #Euthanasia #KronikHastalık #PhilipNitschke #HuzurluÖlüm #TıbbiYardım #YaşamSonlandırma #schweiz #suisse #svizzera #switzerland #isviçre #schwiiz #svizra

Haberin Devamını Oku

Gündem

SBB’DE CİNSEL TACİZ SKANDALI: SİBEL ARSLAN HÜKÜMETTEN AÇIKLAMA TALEP EDİYOR

yazar

Yayınlayan

on

By

22 Eylül 2024 – SBB’nin (İsviçre Federal Demiryolları) yürüttüğü cinsiyete dayalı taciz araştırmasının sonuçlarını gizli tutması, Yeşil Parti politikacıları tarafından sert bir şekilde eleştiriliyor. Sibel Arslan ve diğer Yeşil Parti üyeleri, bu durumu kabul edilemez buluyor ve Federal Hükümet’ten açıklama talep ediyor.

Araştırmanın Şok Edici Sonuçları Geçtiğimiz günlerde “Blick” gazetesinin haberine göre, SBB’nin gerçekleştirdiği iç araştırmada, 1400 çalışanın son iki yıl içinde cinsel tacize maruz kaldığı bildirildi. Bu durum, sendikalar tarafından “ürkütücü bir boyut” olarak tanımlanıyor ve yüksek bir görünmezlik oranı olduğu tahmin ediliyor. Yeşil politikacılar, SBB’nin bu tür bir sorunla karşılaşan çalışanları yeterince koruyamadığını savunuyor.

Sibel Arslan’dan Sert Eleştiriler Yeşil Parti’nin ulusal milletvekili Sibel Arslan, SBB’nin bu durumu şeffaf bir şekilde ele alması gerektiğini belirterek, “SBB, bir kamu kurumu olarak, bu tür önemli konuları gizli tutmamalıdır. Her şey açık bir şekilde sunulmalı ve çalışanların güvenliği için gerekli adımlar atılmalıdır,” dedi. Arslan, bu bağlamda Federal Hükümet’e yönelik sert eleştirilerde bulundu ve konunun acil bir şekilde ele alınması gerektiğini vurguladı.

Federal Hükümet’e Sorular Arslan ve diğer Yeşil Parti üyeleri, Federal Ulaştırma Bakanı Albert Rösti’ye şu soruları yöneltti: “SBB’nin araştırma sonuçlarını gizli tutma kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Federal Ulaştırma Ofisi, bu araştırmanın tam sonuçlarını talep etme ve inceleme niyetinde mi?” Bu soruların yanı sıra, araştırmanın sonuçlarının ne şekilde kullanılacağı ve çalışanların güvenliğini artırmaya yönelik hangi adımların atılacağı da merak ediliyor.

Gelecek İçin Umut Florence Brenzikofer ve Katharina Prelicz-Huber gibi diğer politikacılar da, bu konunun yalnızca SBB ile sınırlı kalmaması gerektiğini, diğer sektörlerde de benzer durumların yaşanabileceğini belirtiyor. Brenzikofer, SBB’nin yürüttüğü araştırmanın, cinsiyet eşitliği konusundaki ulusal ve uluslararası verilerle karşılaştırılmasını ve bu bilgiler doğrultusunda genel bir politika geliştirilmesini talep ediyor.

Şu An Ne Oluyor? Bu konudaki belirsizlik, çalışanlar arasında endişeye yol açarken, SBB’nin cinsiyete dayalı tacizle mücadele konusundaki duruşunu netleştirmesi bekleniyor. Gelecek günlerde, Federal Hükümet’in bu konudaki açıklamaları ve SBB’nin atacağı adımlar, kamuoyunun dikkatle takip edeceği bir gelişme olacak.

#CinsiyetEşitliği #SBB #Taciz #SibelArslan #schweiz #schwiiz #suisse #svizzera #switzerland #isviçre #isviçretürkler #isviçreninsesi

Haberin Devamını Oku
Reklam

Trendler